SİXT
SİXT-2
REMZİ YILDIRIM
Köşe Yazarı
REMZİ YILDIRIM
 

Sıcağın Dilidir Adana, Yüreğin Kulağıdır Adanalı

Herkesin düşünde bir şehir vardır. Kimi bir dağ köyünde huzur arar, kimi deniz kıyısında hayal kurar… Benim düşümde ise hep Adana vardır. Çünkü Adana yalnızca yaşadığım şehir değil, hikâyelerimi biriktirdiğim, duygularımı büyüttüğüm, kelimelerimi yoğurduğum bir yürek coğrafyasıdır. Adana sıcak bir şehir… Ama yalnızca iklimiyle değil, insanıyla da sıcaktır. Yaz aylarında termometre 45’i gösterir ama sokağın köşesinde bekleyen çocuk da, bakkalın önünde oturan amca da yüreğini açar sana. Çünkü burada birine “n’aber” demek, “gel otur, çay içelim”in samimi davetidir. Çünkü Adanalı, soğuk selamı sevmez; göz göze bakar, tokalaşır, gülümser. Çünkü Adanalı, insana kıymet verir. Bu topraklarda hala yerel olmak bir meziyet sayılır. Dili, lehçesi, deyimi değişmeden kalmıştır. “He mi?”, “He la!”, “Şindi napçan?” gibi sözler sadece konuşulan kelimeler değil, aynı zamanda yüzyıllık bir kimliğin parçasıdır. Henüz bozulmadı bu özgünlük, henüz el değmedi Adana’nın sokak jargonuna... Modern dünya hızlı değişiyor, şehirler kendini kaybediyor, ama Adana hâlâ kendisi olmaya direniyor. Çünkü burada nesiller arası bir bağ var. Dededen toruna geçen sadece soyadı değil; söz, simit, bıçak arası, pamuk tarlası, portakal çiçeği kokusu ve samimiyet var. Adana’da insanlar sıcaktır, sokaklar sıcaktır, ama en çok da kalpler sıcaktır. Çünkü burada her şey yürekten yapılır. Bir tabak kebap dostluktur, bir tas şalgam selamdır, bir kazan aşure komşuluktur. Bütün bu lezzetlerin ardında ise birlik vardır, beraberlik vardır. Acıların bile birleştirici olduğu yerdir burası. Düğünümüz de birlikte, yasımız da… Kavgamız da hararetli, barışımız da candandır. Ve merhamet… Adanalı'nın özünde vardır. Serseri dediğin gencin bir sokak kedisini sevdiğini görürsün. Lafı esirgemez ama gönlünü de saklamaz. Yardıma koşar, gardaşını yalnız bırakmaz. Çünkü bilir ki, insan dediğin en çok insana lazımdır. İşte bu yüzden ben Adana’yı seviyorum. Çünkü Adana sadece bir şehir değil; bir dil, bir duygu, bir direniş biçimidir. Yerel kalabilmenin, özünü koruyabilmenin direnişidir. Ve bu şehir, hikâyelerimeu ev olmuş bir şefkat limanıdır. Herkesin bir şehri vardır. Benim ise bir 2. yurdum: Adana.
Ekleme Tarihi: 14 July 2025 - Monday

Sıcağın Dilidir Adana, Yüreğin Kulağıdır Adanalı

Herkesin düşünde bir şehir vardır. Kimi bir dağ köyünde huzur arar, kimi deniz kıyısında hayal kurar… Benim düşümde ise hep Adana vardır. Çünkü Adana yalnızca yaşadığım şehir değil, hikâyelerimi biriktirdiğim, duygularımı büyüttüğüm, kelimelerimi yoğurduğum bir yürek coğrafyasıdır.

Adana sıcak bir şehir… Ama yalnızca iklimiyle değil, insanıyla da sıcaktır. Yaz aylarında termometre 45’i gösterir ama sokağın köşesinde bekleyen çocuk da, bakkalın önünde oturan amca da yüreğini açar sana. Çünkü burada birine “n’aber” demek, “gel otur, çay içelim”in samimi davetidir. Çünkü Adanalı, soğuk selamı sevmez; göz göze bakar, tokalaşır, gülümser. Çünkü Adanalı, insana kıymet verir.

Bu topraklarda hala yerel olmak bir meziyet sayılır. Dili, lehçesi, deyimi değişmeden kalmıştır. “He mi?”, “He la!”, “Şindi napçan?” gibi sözler sadece konuşulan kelimeler değil, aynı zamanda yüzyıllık bir kimliğin parçasıdır. Henüz bozulmadı bu özgünlük, henüz el değmedi Adana’nın sokak jargonuna... Modern dünya hızlı değişiyor, şehirler kendini kaybediyor, ama Adana hâlâ kendisi olmaya direniyor. Çünkü burada nesiller arası bir bağ var. Dededen toruna geçen sadece soyadı değil; söz, simit, bıçak arası, pamuk tarlası, portakal çiçeği kokusu ve samimiyet var.

Adana’da insanlar sıcaktır, sokaklar sıcaktır, ama en çok da kalpler sıcaktır. Çünkü burada her şey yürekten yapılır. Bir tabak kebap dostluktur, bir tas şalgam selamdır, bir kazan aşure komşuluktur. Bütün bu lezzetlerin ardında ise birlik vardır, beraberlik vardır. Acıların bile birleştirici olduğu yerdir burası. Düğünümüz de birlikte, yasımız da… Kavgamız da hararetli, barışımız da candandır.

Ve merhamet… Adanalı'nın özünde vardır. Serseri dediğin gencin bir sokak kedisini sevdiğini görürsün. Lafı esirgemez ama gönlünü de saklamaz. Yardıma koşar, gardaşını yalnız bırakmaz. Çünkü bilir ki, insan dediğin en çok insana lazımdır.

İşte bu yüzden ben Adana’yı seviyorum. Çünkü Adana sadece bir şehir değil; bir dil, bir duygu, bir direniş biçimidir. Yerel kalabilmenin, özünü koruyabilmenin direnişidir. Ve bu şehir, hikâyelerimeu ev olmuş bir şefkat limanıdır.

Herkesin bir şehri vardır. Benim ise bir 2. yurdum: Adana.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve artihabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.