SİXT
SİXT-2
REMZİ YILDIRIM
Köşe Yazarı
REMZİ YILDIRIM
 

Kahve 50, Simit 20, Ekmek 12.5 TL! Peki Yerli Olan Ne?

Adana’da bir ekmek 12,5 TL. Aynı şehirde bir simit 20 TL. Üstelik simit, ne hacim olarak ne de doyuruculuk açısından ekmeğin dörtte biri bile değil. Ekmek, sofraların temel taşı. Hamuru bol, emeği yoğun, doyuruculuğu yüksek. Ama gelin görün ki simide biçilen değer, ekmeğin önüne geçmiş. Nereden bakarsanız bakın bu bir ekonomik çelişki. Fakat çelişki sadece bu fiyatlarda değil, hayat tarzında da artık iyice kendini gösteriyor. Bir fincan Türk kahvesi içmek isterseniz, 50 lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Üstelik bu kahve bizim topraklarımızda yetişmiyor. Yani kahvenin adı bizden, özü dışarıdan. Tıpkı alışkanlıklarımız gibi… Görünüş yerli, içerik ithal. Daha da düşündürücü olan ne biliyor musunuz? Artık gençler Türkçe isimli kafelere gitmiyor. Latin alfabesiyle yazılmış yabancı isimli, ambalajı süslü, içeriği sıradan mekânlar dolup taşıyor. Bir yerin adı ne kadar yabancıysa, merakı ve itibarı o kadar artıyor. Yani gençliğin kafasında “yerli” olmak, “eski” olmakla eşdeğer tutuluyor. Peki bu nasıl bir alışkanlık? Yerli olan küçümsenirken, ithal olan alkışlanır hale nasıl geldik? Ekmek ucuz kaldığı için mi değer görmüyor? Simit pahalı olduğu için mi daha prestijli? Türk kahvesi menşei yabancı olduğu için mi 50 lira? Ya da Türkçe isimli bir kafe açsan, içine sanatı, şiiri, edebiyatı koysan kaç genç adım atar? Bu durum artık yalnızca ekonominin ya da modanın değil, kültürel erozyonun göstergesi. Bu şehirde, bu ülkede, bu dünyada yerli olan ne zaman baş tacı olacak bilinmez. Ama bildiğimiz bir şey var: Gerçek zenginlik, kendini inkâr etmek değil; kendini tanımak, sahip çıkmaktır. Ekmeğe hürmet etmeyen, kendi kültürünü yabancılaştırır. Türk kahvesiyle övünürken, onun gerçekte nereden geldiğini sorgulamaz. Ve en acısı… Türkçe konuşan ama Türkçeyi sevmeyen bir nesil yetiştirir. Gelin, bu “garip” alışkanlıklardan biraz olsun sıyrılalım. Fiyatın değil, değerin peşine düşelim.
Ekleme Tarihi: 28 June 2025 - Saturday

Kahve 50, Simit 20, Ekmek 12.5 TL! Peki Yerli Olan Ne?

Adana’da bir ekmek 12,5 TL. Aynı şehirde bir simit 20 TL. Üstelik simit, ne hacim olarak ne de doyuruculuk açısından ekmeğin dörtte biri bile değil. Ekmek, sofraların temel taşı. Hamuru bol, emeği yoğun, doyuruculuğu yüksek. Ama gelin görün ki simide biçilen değer, ekmeğin önüne geçmiş. Nereden bakarsanız bakın bu bir ekonomik çelişki. Fakat çelişki sadece bu fiyatlarda değil, hayat tarzında da artık iyice kendini gösteriyor.

Bir fincan Türk kahvesi içmek isterseniz, 50 lirayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Üstelik bu kahve bizim topraklarımızda yetişmiyor. Yani kahvenin adı bizden, özü dışarıdan. Tıpkı alışkanlıklarımız gibi… Görünüş yerli, içerik ithal.

Daha da düşündürücü olan ne biliyor musunuz? Artık gençler Türkçe isimli kafelere gitmiyor. Latin alfabesiyle yazılmış yabancı isimli, ambalajı süslü, içeriği sıradan mekânlar dolup taşıyor. Bir yerin adı ne kadar yabancıysa, merakı ve itibarı o kadar artıyor. Yani gençliğin kafasında “yerli” olmak, “eski” olmakla eşdeğer tutuluyor.

Peki bu nasıl bir alışkanlık? Yerli olan küçümsenirken, ithal olan alkışlanır hale nasıl geldik?

Ekmek ucuz kaldığı için mi değer görmüyor? Simit pahalı olduğu için mi daha prestijli? Türk kahvesi menşei yabancı olduğu için mi 50 lira? Ya da Türkçe isimli bir kafe açsan, içine sanatı, şiiri, edebiyatı koysan kaç genç adım atar?

Bu durum artık yalnızca ekonominin ya da modanın değil, kültürel erozyonun göstergesi.

Bu şehirde, bu ülkede, bu dünyada yerli olan ne zaman baş tacı olacak bilinmez. Ama bildiğimiz bir şey var: Gerçek zenginlik, kendini inkâr etmek değil; kendini tanımak, sahip çıkmaktır.
Ekmeğe hürmet etmeyen, kendi kültürünü yabancılaştırır.
Türk kahvesiyle övünürken, onun gerçekte nereden geldiğini sorgulamaz.
Ve en acısı…
Türkçe konuşan ama Türkçeyi sevmeyen bir nesil yetiştirir.

Gelin, bu “garip” alışkanlıklardan biraz olsun sıyrılalım.
Fiyatın değil, değerin peşine düşelim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve artihabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.