Yine bir taş yerinden oynuyor… Adana’da sağlık camiasında sular bir kez daha ısınmaya başladı.  Yüreğir Devlet Hastanesi'ne bağlı olarak hizmet veren Seyhan Akkapı Hastanesi'nin, yeni açılan Yüreğir Karşıyaka Hastanesi'ne "kiralanmak" istenmesiyle birlikte kulisler hareketlendi, kafalar karıştı. Bu iş, gerçekten de çok su götürür. Sağlık Bakanlığı'nın yeni hastanelerle sağlık hizmetini yaygınlaştırma politikası bir yere kadar makul olabilir. Ancak eldeki taşlar yerine oturmamışken, yeni taşlarla oynanması hem çalışanları hem de halkı tedirgin ediyor. Seyhan Akkapı, yıllardır dar gelirli mahallelere sağlık hizmeti sunan, bölge halkı için adeta bir can simidi olmuş bir kurum. Pandemide gösterdiği performans, bölgedeki kronik hasta takibi, yoğunlukla mücadeledeki başarısı unutulmadı. Şimdi bu hastanenin bir başka kuruma "kiralanması", sadece fiziki bir taşınma değil, aynı zamanda bir misyonun da sarsılması anlamına geliyor. Karşıyaka Hastanesi yeni olabilir, modern olabilir. Ama yeni olan her şey daha iyi olacak diye bir kaide yok. Sağlıkta yapılan her hamlenin toplum sağlığını öncelemesi gerekir. Altyapı mı yetersiz? Personel mi eksik? Yoksa başka hesaplar mı devrede? İşte bu soruların şeffaflıkla yanıtlanması gerekiyor. Bölge halkı tedirgin, sağlık çalışanları huzursuz. Kimse iş yükünün keyfi şekilde artırılmasını istemiyor. Kimse yıllardır hizmet verdiği kurumun, birkaç bürokratik kararla kaderine terk edilmesini kabul etmiyor. “Kiralanma” gibi garip tanımlar, sağlık gibi hayati bir alanda kullanılacak ifadeler değil. Adana gibi büyük ve dinamik bir şehirde sağlık sisteminin bu kadar belirsizlik içinde yönetilmesi, ne vatandaşın hayrınadır ne de sağlık çalışanının emeğine saygıdır. Yüreğir Devlet, Seyhan Akkapı, Karşıyaka Hastanesi… Bu üçlü sacayağında denge sağlanmazsa, altında kalan sadece kurumlar değil, halkın sağlığı olur. Sağlıkta kalite, sadece bina yapmakla değil; akılcı planlama, adil yönetim ve yerinde kararlarla olur. Ve evet, Adana’da sağlıkta tansiyon yükseliyor… İnşallah bu kez düşüren bir el çıkar.