Engellilik, sadece bireyin fiziksel, zihinsel, duyusal ya da ruhsal farklılıklarıyla açıklanabilecek bir durum değildir; toplumsal yapılar, tutumlar ve çevresel koşullarla da doğrudan ilişkilidir. Engellilik, bireyin yetersizliğinden çok, toplumun erişilebilirlik ve kapsayıcılık konusundaki eksiklikleri üzerinden okunmalıdır. Bu yaklaşım, engelliliği sosyal bir olgu olarak ele alan çağdaş bakış açısının temelini oluşturur.
Üniversiteler, bilginin üretildiği, eleştirel düşüncenin geliştiği ve bireylerin toplumsal yaşama hazırlandığı en önemli kurumlardan biridir. Bu kurumların temel sorumluluklarından biri, tüm bireyler için eşit, adil ve erişilebilir bir öğrenme ortamı sunmaktır. Bu bağlamda “Engelsiz Üniversite” anlayışı, engelli bireylerin yükseköğretime tam ve etkin katılımını hedefleyen kapsayıcı bir eğitim yaklaşımını ifade etmektedir. Engelsiz üniversite, bir ayrıcalık değil; temel bir insan hakkıdır. Üniversitelerin kapsayıcı politikalar geliştirmesi, erişilebilirliği kurumsal bir kültür haline getirmesi ve engelliliği bir dezavantaj değil, toplumsal çeşitliliğin doğal bir parçası olarak görmesi gerekmektedir. Engelsiz üniversiteler, yalnızca bugünün öğrencilerini değil; daha adil, eşitlikçi ve duyarlı bir toplumun geleceğini inşa etmektedir.
Engelsiz üniversite, fiziksel engellerin ortadan kaldırılmasıyla sınırlı değildir. Asansörler, rampalar, erişilebilir sınıflar ve tuvaletler önemli olmakla birlikte; ders materyallerinin erişilebilir formatlarda sunulması, dijital platformların engelli bireyler için uyumlu hale getirilmesi ve ölçme–değerlendirme süreçlerinde eşitlikçi uygulamaların benimsenmesi de bu anlayışın temel unsurları arasındadır. Görme, işitme, ortopedik ya da nöroçeşitlilik kapsamında değerlendirilen öğrencilerin gereksinimlerine uygun düzenlemeler, akademik başarının önündeki görünmez engelleri ortadan kaldırmaktadır. Engelsiz üniversite, yalnızca engelli öğrenciler için değil; tüm üniversite bileşenleri için daha nitelikli bir yaşam alanı yaratır. Erişilebilir kampüsler, kapsayıcı eğitim yöntemleri ve esnek öğrenme modelleri; yaşlı bireylerden geçici engeli olanlara, uluslararası öğrencilerden farklı öğrenme stillerine sahip bireylere kadar geniş bir kesimin yararına hizmet eder.
Üniversitelerde akademik ve idari personelin engellilik konusunda bilinçlendirilmesi, engelsiz üniversite yaklaşımının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşır. Önyargıdan uzak, hak temelli bir bakış açısı; engelli öğrencilerin üniversite yaşamında kendilerini güvende, değerli ve eşit hissetmelerini sağlar. Bu noktada, engelli öğrenci birimleri ve danışmanlık hizmetleri, üniversite–öğrenci arasındaki iletişimi güçlendiren önemli mekanizmalardır.
Ülkemizde Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından, engelli bireylerin; üniversite kampüslerinde mekânlara, eğitim öğretim ve sosyokültürel faaliyetlere erişimleri konusunda farkındalık yaratarak iyi uygulamalar yapan üniversitelere 2018 yılından bu yana “Engelsiz Üniversite Ödülleri” verilmektedir. Bu ödüller iki kategoride; “Engelsiz Üniversite Bayrakları” ve “Program Nişanı” olarak adlandırılmaktadır. Bayrak ödülleri de kendi içinde üç kategoriye ayrılmaktadır; Turuncu Bayrak, “Mekânda Erişilebilirlik”; Yeşil Bayrak, “Eğitim Öğretimde Erişilebilirlik” ve Mavi Bayrak ise “Sosyokültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik” yeterliliğini ifade etmektedir. Farklı engelli gruplarına programlarını erişilebilir kılan üniversitelere ise “Engelsiz Program Nişanı” verilmektedir.
2024 yılında engelsiz üniversite kapsamında Çukurova Üniversitesinin bazı fakültelerinde yapılan çalışmalar nedeniyle engelsiz üniversite ödülleri verilmiştir. “Sosyokültürel Faaliyetlerde”, İletişim Fakültesi Mavi Bayrak ile; “Mekanda Erişilebilirlik” konusunda ise İktisadi ve İdari Bilimler, Eczacılık, Diş Hekimliği Fakülteleri ile Abdi Sütçü Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Turuncu Bayrak ile ödüllendirilmiştir. İletişim Fakültesi İletişim Bilimleri Programı ise Engelsiz Program Nişanı ödülünü almıştır.
2025 Yılında Çukurova Üniversitesi Engelsiz Program Koordinatörlüğüne atanan Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. F. Gonca İnce diğer fakültelerimizin de engelsiz üniversite düzenlemeleri yapmak için çaba gösterdiklerini belirtmektedir. Yıllarını engelliler üzerinde bilimsel ve sosyal çalışmalar için harcamış olan arkadaşımıza emekleri için binlerce teşekkürler. Yaptığı projeler hep ses getirmektedir. Bu projelerden bazılarından söz etmek isterim.
“3 Aralık Dünya Engelliler Günü” kapsamında Engelsiz Üniversite Koordinatörlüğü ve Araştırma ve Geliştirme Stratejileri Koordinatörlüğü (ARGES birimi) işbirliği ile “TÜBİTAK Öğrenci Projeleri ve Uluslararası Projeler Oluşturma” başlıklı uygulamalı yapılan etkinliktir. Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü 4. Sınıf öğrencilerinin uygulamalar yaptığı etkinlik oldukça verimli geçti.
Başka bir proje, Adana Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte okullarda özel gereksinimli bireylere yönelik özellikle öğrenme güçlüğü olan bireylerin ve tipik gelişim gösteren bireylerin bulunduğu sınıflarda haftada 2 gün ve günde 20dk square stepping uygulamalarını içeren etkinliktir. Bu uygulamalar ile öğrencilerimizin fiziksel aktivite yolu ile akademik, bilişsel ve motor beceri gelişimlerine katkı sağlanmaktadır.
Diğer bir proje ise her yıl yapılan kaynaştırılmış eğitim kapsamındaki engelli ve tipik gelişim gösteren öğrencilerin birlikte katıldıkları basketbol branşında kullanılan ballhandling hareketlerini içeren dans koreagrafilerinden oluşan dans festivalidir. Bu proje ile de, öğrencilerin kuvvet, reaksiyon, denge vb. motor becerilerine, iletişim ve sosyalleşmelerine katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Ayrıca; bu proje, “Kaynaştırılmış Eğitimde, Okullar Arası Balhandling Dans Festivali” “KEBALDAF” pilot çalışmasını yapma amacını da taşımaktadır.
Prof. Dr. F. Gonca İnce yaptığı projelerle, özel gereksinimli bireylerin yaşam kalitesini artırmak, günlük hayata daha güçlü bir şekilde katılmalarını sağlamak ve medikal tedaviyi destekleyici fiziksel aktivite yöntemlerini daha iyi anlamanın, altını çizmektedir. Toplumsal yaşamın en önemli boyutu olan spor ve sosyal faaliyetler, engelli bireylerin sosyal bütünleşmesini destekleyen güçlü araçlardır. Engelli sporları ve kapsayıcı sosyal ve kültürel etkinlikler, bireylerin özgüvenini artırmakta, toplumsal görünürlüğü güçlendirmekte ve “engellilik” algısının dönüşmesine katkı sağlamaktadır.
Bu bağlamda Çukurova Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi de yaptığı çalışmalar ile Mavi Bayrak almak için kuvvetli bir aday olarak gösterilebilir. 2026 yılında yeni projelere imza attığımız bir yıl olmasını hedefleyerek, yeni yılın hepimize sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini diliyorum.



