Türkiye'nin siyaset sahnesi, son günlerde milletin gerçek dertlerinden uzaklaşan tartışmalarla çalkalanıyor. CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ve AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek arasındaki polemik, sosyal medyada hızla yayılırken, asıl meseleleri gölgede bırakıyor. Kim, hangi evi kaç liraya aldı, kim nereye kiraya verdi, kimin malı daha değerli gibi meseleler, ne yazık ki halkın en büyük sıkıntılarının önüne geçmiş durumda. Oysa, halkın gündemi bambaşka... Pazarda, markette fiyatlar el yakıyor. Geçim sıkıntısı altında ezilen vatandaş, faturasını nasıl ödeyeceğini, çocuğunun okul masrafını nasıl karşılayacağını düşünüyor. Kira fiyatları aldı başını gitti, maaşlar ise yerinde sayıyor. Gençler işsiz, emekliler geçim derdinde, çiftçi ürettiğinden kazanamıyor. Ama ne yazık ki, siyasi temsilcilerimiz sosyal medya üzerinden atışmaktan, birbirlerine misilleme yapmaktan bu dertleri görmezden geliyor. Siyaset, halkın sorunlarını çözmek için yapılır. Milletvekillerinin asli görevi, meclis kürsüsünde ya da sahada halkın sesi olmak, çözüm üretmek, öneriler getirmektir. Ancak bugün görüyoruz ki, vekillerimiz sosyal medya hesaplarından birbirlerine laf yetiştirmekle meşguller. Birinin mal varlığı diğerine dert olmuş, öteki de bunun karşılığında onun mal varlığını gündeme getiriyor. Sahi, halkın derdi bu mu? Vatandaş, siyasetçilerin kavgalarını izlemek yerine, çözüm üretmelerini bekliyor. İnsanlar her gün daha da ağırlaşan ekonomik krizle mücadele ederken, siyasi tartışmaların magazinleşmesi hiç de etik değil. Halkı temsil etme sorumluluğunu taşıyanların, kişisel polemikler yerine, milletin sesine kulak vermesi gerekiyor. Çünkü unutulmamalıdır ki, siyasetteki üslup ve davranışlar topluma yansır. Eğer siyasetçiler birbirlerine bu şekilde hitap ederse, toplumda da kutuplaşma kaçınılmaz olur. Ey siyasiler, bırakın birbirinize gazel okumayı, bırakın sosyal medyada polemik yaratmayı! Milletin gündemiyle ilgilenin, halkın derdine çare üretin. Çünkü unutmayın, sizi o koltuklara taşıyan halk, yine sizi oradan indirmesini de bilir.