ATB Meclisinde; Zülfükar Pamuk için Ruhuna Fatiha okundu

OSMAN BAĞIŞ, “İKLİM KANUNUNDAN BEKLENTİMİZ YÜKSEK”

İklim değişikliği ile mücadele ve iklim kanununun ülkeye sağlayacağı kolaylıklara değinen ATB Meclis Başkanı Osman Bağış, Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısının açılışında yaptığı konuşmada dünyada ve ülkemizde iklim değişikliği ile ilgi çalışmalara değindi.

Bağış, “İklim değişikliği kanunu ile Ekonominin, şehirlerin, tarım ve gıda başta olmak üzere kritik sektörlerin iklim krizinden daha az etkilenmesi için kanun ile yerel ve ulusal eylem planları hazırlanması sağlanacak. Kanun; biyoçeşitlilik ve doğal kaynakların korunmasında, su ve gıda güvenliğinin sağlanması, ormanların ve yeşil alanların arttırılmasında, yenilenebilir enerji kapasitelerini arttırarak enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için yol haritası oluşturulacaktır. Kanun; şehirleri, alt yapıyı, tarım, hayvancılığı, yeşil alanları, su kaynaklarını koruyacak. Kanun ile çevrenin, ekonominin, toplumun ve halk sağlığının ilkim bazlı olumsuz sonuçlara dirençli hale getirilmesi sağlanacaktır.” dedi. 

ŞAHİN BİLGİÇ, “TARIMDA MAKİNALAŞMAYI ARTTIRMALIYIZ”

Adana’nın Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip illerinden biri olduğunu, tarımsal üretim kapasitesi, sanayiyle entegrasyonu ve ihracat gücüyle ülke ekonomisinin stratejik merkezi konumuna sahip bir il olduğunu söyleyen Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, yaptığı aylık değerlendirmede “Bu güçlü konumun sürdürülebilirliği yeni koşullara hızla uyum sağlama becerimize bağlıdır. Değişen iklim koşulları, iş gücü yapısındaki dönüşüm, küresel rekabet ve girdi maliyetlerindeki artış, tarım ve gıda sektörlerimizi derinden etkilemektedir.

Bu nedenle, sizlerle beş ana başlık altında değerlendirmek istediğim bazı kritik meseleler ve çözüm önerilerim bulunmaktadır.

Şöyleki;Tarım işçiliğinde yaşanan sıkıntılar ve mekanizasyonun gerekliliği, tarımda ne kadar çok teknolojik makina alet ve donanıma sahip olunursa işgücü ihtiyacıyla birlikte maliyeti daha aşağılara çekebiliriz. Artık makinalaşmak tercih olmaktan çıkmış, mecburiyet haline gelmiştir. Bu konunuda altını besleyebilmek için akıllı tarım teknolojileri ve otonom ekipmanlarının teşviki, yerli makina üreticilerinin desteklenmesi ile bu konuda kredi/hibe programlarının geliştirilmesi ve nihayetinde üreticilerin teknik yönden eğitilmesi gerekmektedir. İklim değişikliği, kuraklık ve suyun verimli kullanımı için ise tarımsal sulamada mutlaka Kapalı Devre Basınçlı Sulama Sistemi hayata geçirilmeli, tarımsal sulamalarımızda damlama ve yağmurlama sistemlerini teşvik etmeliyiz. Tarla bazlı su ölçüm ve izleme sistemlerinin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması acil önceliklerimizden olmalı. Bu noktada bizlere düşen en önemli görev ise ilgili paydaşlar ile güçlü koordinasyondur. Biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Ayrıca bölgemizin beyaz altını, Coğrafi İşaret Tescilini aldığımız Çukurova Pamuğunun ekim alanlarını hak etmediği bugünki durumunu eski günlerine geri getirmeli, yine eskiden olduğu gibi filmlere konu etmeliyiz. Pamuk ekim alanı artarsa üretenin yüzü mutlaka gülecektir. Ancak girdi maliyetlerinin karşılanabilmesi içinde üreticiyi koruyacak alım fiyatlarının olması gerekir. Devletimizce verilen destekler arttırılabilir. Bu sayede pamuk’la birlikte istihdamda artacaktır. Çünkü ilimizde tekstil ve konfeksiyon işletmeleri ham maddeyi ithalat yoluyla dışarıdan değil, kendi ilinden, bölgesinden alacaktır.

 

EKİP BİÇENİ DİKENİ DOĞAL AFETLERDEN KORUMALIYIZ

“Araçlardaki zorunlu trafik sigortası gibi tarımsal sigortayıda mecburi kılmalıyız. Gönül isterki ne sel olsun, ne don olsun, kısacası afetler hiç olmasın. Ancak yaşadığımız çağdaki bu iklim koşulları maalesef tedbirleri  arttırmayı gerektiriyor.Onun için “Tarsimi” Tarım Sigortasını önemsiyor, Tüm ekili ve dikili alanlarımızda zorunlu hale getirilmesini talep ediyoruz. Kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz.”

 

MÜSTAHSİL MAKBUZU DÜZENLEME ZORUNLUDUR

Başkan Bilgiç, “Ticaret Borsalarının öneminin bir kez daha altını çizmek istiyorum. Borsalar ürün fiyatlarının belirlendiği, alıcı ve satıcının bir araya geldiği yerlerdir. Tarımsal ürünlerin alım satımlarının tescil edildiği, kayıt altına alındığı kurumlardır. Bu konuda devletimizin en güçlü hafızası ve arşividir. Tarımsal desteklerin yeni destekleme modeli ile alan bazlı hale getirilmesi üreticiye kesilen müstahsil makbuzlarının düzenlenmesinin gerekmediği gibi bir algı yaratmıştır. Müstahsil makbuzlarının düzenlenme zorunluluğu kaldırılmamıştır. Borsada tescil edilme zorunluluğu da devam etmektedir. Topraktan çıkan ürünlerin alım ve satımı ile ilgili ticari faturaların düzenlenmesi zorunludur. Devletimiz üretici yönünden stopaj, ticaretini yapan tacirden de KDV geliri elde etmektedir. Bu ciddi bir kamusal gelirdir. Üretici içinde alım satım yapan içinde bir yükümlülük ifade eder. Sonradan bir sıkıntı yaşanmaması için bunun önemine değinmek zorundayız. Yarın sormazlar mı ekip, biçip, dikili alanında ürettiğin ürün nerede ne kadar diye? Bu yanlış algı ve anlamayı biran önce düzeltmemiz lazımki üreticilerimiz bundan zarar görmesin diyerek konuşmasını bitirdi.